Sütün yağı doğal ayrıştırma yöntemi (süt, bir silindir içinde hızla döndürülür. Merkezkaç kuvveti ile süt ve yağ birbirinden ayrılır) ile alınır.
Doğal yoğurt mayası ile 1 hafta mayalandırılır. Krom kazanda yayıklama işlemi ile (6-7 defa arıtılmış su ile yıkama işlemi ) içindeki fazla süt atılır. İçerisinde minimum % 85 oranında yağ bulunan doğal tereyağ elde edilir.
Besin Değerleri
Tuzsuz, 100 gram tereyağı için besin değerleri
Enerji: 2,999 kJ (717 kcal)
Karbonhidrat: 0 g
Yağ: 82-85 g
Doymuş yağ: 51 g
Mono doymamış yağ: 21 g
Poli doymamış yağ: 3 g
Protein: 1 g
Vitaminler
Vitamin A eşdeğeri: (% 86)684 μg
Vitamin D: (% 10)60 IU
Vitamin E: (% 15)2.32 mg
Diğer bileşenler
Kolestrol: 215 mg
Doğal tereyağı, yüksek miktarda karoten içermektedir. Karoten, insan sağlığı üzerinde iki türlü katkıda bulunmaktadır. Karoten ya antioksidanlara ya da A vitaminine dönüşerek insan sağlığını olumlu yönde etkilemektedir. Teknik olarak, vücut tarafından alınan karotenin yaklaşık %60’ı antioksidan kaynaklıdır. Antioksidanlar, anti-enfeksiyon özellik gösterdiği için bağışıklık sistemini güçlendirir. A vitamini yağda çözünebilen bir vitamin türüdür ve cilt, göz, ağız, boğaz ve sindirim sistemi sağlığını desteklemektedir. Tereyağı, antioksidan özelliği yardımı ile, vücudu yeniden onarır ve enfeksiyonlara karşı vücudu savunur. A vitamini, bağışıklık sistemini destekleyen lenfositlerin üretilmesini tetiklemektedir.
Lenfositler, hücreleri virüslerden ve çeşitli hastalıklardan korumaktadır. A vitamini bir bağışıklık sistemi hastalığı olan AIDS hastalığına karşı savunma mekanizması geliştirir.
Yüksek miktarlarda A vitamini ve beta karoten içeren tereyağı, kolorektal ve prostat kanseri riskini azaltır. Yapılan ve halen devam eden birçok araştırmaya göre A vitaminin, meme kanseri riskini azaltıcı olabileceği düşünülmektedir. A vitamini, kanserli hücrelerin diğer organlara yayılıp
çoğalmasını önlemektedir ve kanserli tümör oluşumunu yavaşlatmaktadır.
Tereyağı içerisinde önemli miktarlarda bulunan Konjuge Linoleik Asit (CLA) özellikle yeşil renkli çim ve otları tüketen inek sütünde oldukça fazla miktarda bulunmaktadır. Konjuge Linoleik Asit (CLA), yapılan araştırmalara göre, kanser önleyici etki göstermektedir. Fakat, sigara içen kişiler,
antioksidan ihtiyacını A vitamini kaynaklı gıdalar yerine, C vitamini kaynaklı gıdaları tüketerek karşılamalıdır. Çünkü, sigara içenler içen kişiler için, fazla miktarda A vitamini tüketimi, akciğer kanserine sebep olabilmektedir.
Glikosfingolipid adı verilen bir tür yağ asiti içeren tereyağı, yapısında bulunan bu yağ asiti sayesinde, mide-bağırsak semptomlarına karşı vücudu korumakta ve savunmaktadır. Çünkü, glikosfingolipid yağ asitleri, vücudu bakteriyel enfeksiyonlara karşı koruyan bir mukus tabakasının üretilmesini sağlamaktadır. Sonuç olarak, tereyağı mide, bağırsak ve sindirim sistemi sağlığını koruyucu etki göstermektedir.
Kalp sağlığını koruyan tereyağının daha birçok kardiovaskuler hastalıkları önlediği de bilinmektedir. Tereyağı, HDL yani iyi kolestrol içermektedir. Tereyağının arter ve damarları tıkamak gibi olumsuz bir etkisi olduğu düşünülmektedir fakat buna rağmen tereyağı, dozunda tüketildiği takdirde iyi bir omega 3 yağ asiti kaynağıdır ve kolesterolü düzenleyen bir besin kaynağıdır. Yani bu durumda, doğal ve organik tereyağı, kandaki iyi kolestrol seviyesini yükseltir ve kalp sağlığını korur.
Tiroid bezleri, vücudun endokrin sisteminin en önemli parçasını oluşturmaktadır. Birçok kişi, yüksek tiroid salgılanması gibi ya da diğer tiroid hastalıkları gibi problemler ile mücadele etmektedir. Bu gibi, tiroid bezi sorunlarının oluşum sebebi ise, vücutta gelişen A vitamini eksikliğidir. Hormonlar ise, tüm vücut sağlığı için düzenleyici ve önemli bir etkendir. Tereyağı ise, içermiş olduğu A vitaminin yardımı ile vücudun endokrin sistemini ve dolayısı ile tiroid bezlerini koruyucu etki göstermektedir.
Tereyağının yapısında yüksek miktarda bulunan beta karotenler, göz sağlığını koruyan en iyi karotenoidlerdir. Göz sağlığını koruyan beta karoten, katarakt ve maküler dejenerasyon gibi göz hastalıklarına karşı gözleri savunmakta ve birçok göz hastalığı riskini de azaltmaktadır.
Tereyağı, ender olarak gözlenen ve hormonlara benzer özellik gösteren bir besin kaynağıdır. Wulzen Faktör adı verilen bir özellik gösteren tereyağı, eklemlerde kireçlenme oluşumu ve artrit riskine karşı koruyucudur. Wulzen Faktörü, süt ve krema gibi sadece hayvansal kaynaklı yağlarda bulunmaktadır.
Fakat süte uygulanan pastörizasyon işlemleri, Wulzen Faktörünü ortadan kaldırmaktadır. Bundan dolayı, doğal ve organik tereyağı, eklem ve kemik sağlığı için çok daha faydalı olacaktır.
Tereyağı, manganez, çinko, bakır ve selenyum gibi özel mineraller bakımından zengin bir besin kaynağıdır. Tüm bu önemli mineraller, kemik sağlığını koruyucu etki göstermektedir. Kemiklerin onarılmasına ve yeniden oluşmasına yardımcı olan bu mineraller, kemiklerde gözlenebilecek olan erken yaşlanma belirtilerini azaltır. Osteoporoz gibi kemik hastalıklarının gelişimini önleyen tereyağı, tüm kemik sağlığını korumaya yardımcıdır.
Aktivatör X adı verilen ve özellikle otlayan inekler tarafından üretilen bu madde, alınan besinlerin diğer organ ve sistemlere etkili şekilde dağılmasını sağlamaktadır. Bundan dolayı tereyağı, besin emilimi sağlayan bir besin kaynağıdır.